31 Ağustos 2019 Cumartesi

Arsinoe'nin Doğumu ve Çocukluğu


İSKENDERİYE
M.Ö. 316 (116.olimpiyat, 1.yıl)

Derler ki Büyük İskender daha Mısır’ı fethetmeden önce, Ptolemi ile beraber, yarım çuval un serpmişler yere ve serpilen unun üzerinde parmaklarıyla hayal ettikleri İskenderiye şehrinin planlarını yapmışlar. Sonra bir kuş gelmiş ve yerdeki un taneciklerini gagalayarak yemeğe başlamış. Bunu gören kahinler bu şehrin çok bereketli ve insanlar içinde çok yararlı olacağını söylemişler.  Kenti Nil deltasında kurmayı düşünmüşler önce. Ancak Nil nehrinin taşıdığı çamur ve taşların limanı bloke edebileceği düşünülerek, kent ve liman deltanın 35 km batısına olacak şekilde planlanmış. Kentin kuruluşundan kısa bir süre sonra, yeni kente akın edenlerle kentin nüfusu artmış. Dediklerine göre Mısırlı, Yunanlı ve Musevilerden oluşan nüfusu kısa sürede 300 bine ulaşmış.
İskender’in ölümünden sonra, Mısır’ın sorumluluğunu üstlenen Ptolemi, taht kavgaları devam etmesine rağmen, İskender ile beraber kurdukları hayalleri hemen gerçekleştirmeye başladı. Perdikkas’ı ortadan kaldırdıktan sonra Mısır’da konumunu kuvvetlendirmiş, Kudüs’ü  ve Akdeniz’in doğu kıyılarını da hudutlarına dahil etmişti. Yerli halkla da ilişkilerini iyi tutarak önce İskenderiye’de sonra da tüm Mısır’da önemli reformları başlattı. Düzgün caddeler ve yönetim binaları ortaya çıkmış, şehir büyümeye ve gelişmeye başlamıştı. İskenderiye’yi dünyanın bilim dünyası yapacaklarını planlamışlardı.  Bu hayali gerçekleştirme yolunda, Eflatun’un felsefe okulunu model alan bir kütüphanenin ön hazırlıklarını yapmaktaydı.
 İskender öldüğünde erken yaşlarında, en güvendiği yedi generalinden biriydi Ptolemi. Onun İskender’e yakınlığı sadece güvenilen generaller arasında yer alması değildi. Çok yakın arkadaştılar aynı zamanda. Eğitimlerini Aristo’nun gözetiminde beraber yapmışlardı. Aristo onların sadece öğretmeni olmamış, özel kitaplarını da kullanmalarına izin vererek kendilerini geliştirmelerine önderlik etmiş, yol göstermişti. İskender’den beş yaş büyük olan Ptolemi’nin annesi Makedonyalı Arsinoe*, İskender’in babasının cariyelerinden biriydi. Kral II.Philip, yani İskender’in babası, bu cariyesini Ptolemi doğmadan, Makedonya’nın soylu kişilerinden Lagus ile evlendirmişti. Ancak Arsione evlendiğinde hamile olduğuna dair dedikoduları önlemek mümkün olmamıştı. Yani, her ne kadar Ptolemi’nin babası Lagus olarak bilinse de,  Ptolemi ile İskender’in kardeş olma olasılığı yüksekti. Bu olasılıktan hiç kimse hiçbir zaman söz etmedi. Kral öldüğünde, Ptolemi hiç bir zaman olası veliahtlardan biri olarak akla gelmedi. İskender tahta rakip olabilecek yakınlarının tümünü ortadan kaldırdı; ama Ptolemi ile arkadaşlıkları hep devam etti.
Yeni doğan bebeğin herkesi sevindiren çığlığı sarayın her yerinden duyulduğunda Ptolemi, esiri olduğu anılarından sıyrılarak doğumun yapıldığı odaya doğru koştu.
            “Kız” dediler, “Çok güzel bir kızınız oldu yüce efendim”.
            Ptolemi çok sevindi. Kucağına verilen beyaz bez yumağı içinde bebeğin ağlayan yüzünü zorlukla bulabildikten sonra alnından öptü.
            “Adı Arsinoe olsun” dedi. 
*: O dönemlerde Arsinoe sık kullanılan bir isimdi. Konu başlığı olan Arsinoe 1.Ptolemi'nin kızı olup, annesi Arsinoe başkadır. O dönem tarihinde önemli yeri olan 2.Arsinoe daha sonra İskender'in başka bir generali olan Lysimakhos ile evlenecektir (MÖ 316-270)

__________________
İSKENDERİYE  MÜZ TAPINAĞI

M.Ö. 313 (116.olimpiyat, 4.yıl)

        
Arsinoe’nin üçüncü yaş gününde Müz  tapınağının açılışı yapılacaktı. Ptolemi bu şehri hem bilim, hem de sanat merkezi yapmak için söz vermişti hem kendine, hem de ölmeden önce İskender’e. Müz tapınağı, projesinin ilk adımıydı. İlham perileri adına yapılan bu sanat ve bilim yuvası, kurmayı planladığı o koca kütüphanenin çekirdeği olacaktı. Papirüs üzerine yazılmış el yazmalarını toplamaya ve biriktirmeye başlamıştı bile. Euklid kendine ayrılan çalışma odasında ruloların tasnifi için bir formül arama çabasına başlamıştı çoktan.
Kutlama töreni şiir tanrıçasının  odasında yapılacaktı. Arsinoe’nin annesi Berenice, kızının  yeni yaşına müzik eşliğinde şiir dinlemesini istemişti. Bu yaş günü kutlaması bir bakıma bu sanat tapınağında yapılan ilk toplantıydı.
            Önce Euklid’in odasına uğradılar.  Matematik üstadı sessiz adam ellerinde garip şekillerle oynarken,
            “Hoş geldiniz efendimiz” dedi, “yer ölçümleri için bazı çalışmalarımı tamamlıyorum da..” yakalanmış utangaç bir çocuk gibi sanki özür dileyerek. Elindekileri oynaması için küçük prensese verdi. Arsinoe, bu yuvarlak, kübik ve acayip şekilli tahta cisimleri yan yana dizip üst üste koymaya çalışırken anlatmaya devam etti Euklid,
            “Konik seksiyonlar üzerinde çalışıyorum da” dedi,  “ayrıca küresel ve kübik geometride de epey yol aldım” bunları duyan Ptolemi sevindi. Sponsorluğunu severek üstlendiği bu geometrinin babası bilim adamının öne sürdüğü her yeni bir şey  onu sevindirirdi her zaman.
            “Tarihe geçeceksin sen, devam et” dedi ve ekledi “felsefe salonumuz için de önerilerini bekliyorum. Eflatunun akademisini burada devam ettirmeliyiz”.
            “Çalışacağım” dedi Euklid. Ve hep beraber şiir dinlemeye müzik odasına geçtiler.
            Arsinoe elinde büyük geometricinin oyuncaklarının sıkı sıkı tutarak uykuya dalmıştı. Ptolemi, ne şiir okuyan oğlan çocuğuna, ne de lir tıngırtatan o güzel kıza bakıyordu. Gözleri devamlı karısı Berenice’nin yüzündeydi. En çok bu dördüncü karısını sevmişti. Yalvardı tanrılarına, Arsinoe’den sonra ona bir oğlan çocuk doğursun diye. Eski karısı Eurydice ve ondan doğan ilk oğlunu bir türlü sevememişti. Babası müttefikiydi ve imparatorluğun vasisi olduğu için dayanmıştı bu kadına bunca yıl. Ama ölünce karısının babası Antipater aniden, Eurydice’nin üzerine evlenivermişti güzel Berenice ile hiç kimseye hesap vermeden. Kadın, üzerine kuma gelmesinden sonra daha da huysuzlaşmıştı; kurtulması gerekecekti ondan ve oğlundan yakında elbet. Kararlıydı, eğer bir oğlu olursa Berenice’den, tahtını Berenice’den olan oğluna  bırakacaktı. İnanıyordu ki bu Mısır için daha iyi olacaktı.
            Şiir bittiğinde Berenice’ye bakmaya devam ediyordu. Konuklar alkışlarken, onu yanaklarından öperek “söz ver bana sevgili karım” dedi, bir eliyle de kızının başını okşamaktaydı. “Ben ayrılırsam da bu dünyadan bitiremeden bu bilim mabedini, sen tamamla, sevgili Arsinoe’mizle beraber dünyanın en büyük kütüphanesini”.
Berenice gülümseyerek başını salladı.  
            Ertesi gün Ptolomi’nin ilk işi, baş mimarını çağırmak ve Kızıl Deniz’de bitmek üzere olan yeni limana karısının isminin verilmesini emretmek oldu.

1 yorum:

  1. Teşekkürler anımsattıklarında ve güzel anlatımınız için

    YanıtlaSil