K
|
üçük Asya’da söz sahibi olacak yeni Bergama kralı
belli olmuştu. Vadinin kuzeyindeki kayalıkların üzerinde kurulmuş olan muhteşem
Bergama Akropol’ünün Doğu tarafındaki sütunlarına yaslanan otuz yaşındaki yeni
kral yakında girişeceği savaşları düşünüyordu. Kentin yukarı kısmında yer alan
büyük bir kale görünümünde olan Akropol, Kaikos (Bakırçay) ovasına tamamen
hakim bir durumdaydı. Sanki Anadolu’nun en uzak noktasını görürcesine güneşin
doğuşunu büyük bir dikkatle izlerken, zor olsa da Seleukos ve Galat orduları
ile baş edebileceğini görüyordu. Anadolu’nun en güçlü krallığının başına geçmiş
olan yeni kral Attalos cesurdu, güçlüydü ve en büyük amacı ülkesinin
sınırlarını genişletmek ve krallığını daha da güçlendirmekti. Genç kralın tahta
geçmesiyle Anadolu’nun dengeleri değişecek gibi gözükmekteydi. Eski kral
Eumenes Galat savaşçılarının saldırılarına karşı topraklarını haraç vererek
korumayı tercih etmiş ve Galatlar ile bir sürtüşmeye girmemişti. Genç
Attalos’un barışı sağlamak uğruna Galatlara pes etmesi söz konusu olamazdı.
Genç
ve yeni kral Akropol’den ayrılmadan önce tapınağa uğradı. Bergama kentinin
koruyucusu kabul edilen akıl ve savaş tanrıçası Athena adına yapılan tapınak
Akrepol’ün teras kısmında ve kenti tamamen görecek şekilde inşa edilmişti. Attaolos Athena’dan yakındaki savaş için
yapacağı plan ve taktikler için akıl istedi, savaş staretejisini
uygulayabilmesi için güç istedi ve eğer zafere ulaşmakta zorluk çekerse Troya
savaşında Akhaların yardımına koştuğu gibi kendisine de yardım etmesi için
yakardı.
Eski
kral Eumenes Galatlara bir bedel ödeyerek onlarla savaşmaktan kurtulurken,
Seleukos krallığına bağımlı olmayı kabul etmemiş ve M.Ö. 261 yılında yapılan
büyük savaşta Antiokhos’u yenerek gücünü göstermiş ve daha sonra Seleukos
hanedanlığı ile barışçı ilişkiler sürdürmeyi sağlayabilmişti. Bergama zengin
bir ülkeydi. Savaşlardan olabildiğince uzak kalmayı başararak zenginliğini daha
da arttırdı. Kuzeydeki bakır madenleri, İda(Kaz) dağının eteklerindeki gümüş yatakları,
bereketli toprakları ve 18 km batısındaki Ege sahilindeki ticaret limanı ve
Hellen şehirleri ile yakın ticari ilişkiler Bergama krallığını her geçen gün
daha da güçlendirmekteydi.
Bergama
Krallığını Büyük İskender’in yakın arkadaşı ve en güçlü haleflerinden(diadokhoi) Lysimakhos’un generallerinden
Philetairos[1]
kurmuştu. Bu zengin ülke Galatlara o kadar haraç ödemesine rağmen henüz
Lysimakhos’un Philetairos’a emanet ettiği imparatorluk hazinesine elini
sürmemişti bile. Zengin maden yataklarından çıkartılan bakır ve gümüş ile
kentin gelişmesi, askerlerin ücretlerinin ödenmesi ve Galatlara verilecek
ödenti için yeterli sikke basabilmekteydiler.
Yeni
kralın Galatlara haraç vermeyi kabul
etmeyeceğini açıklaması Galatlara karşı bir meydan okumaydı. Önemli bir gelir
kaynağından yoksun kalacaklarını gören Galat kabileleri de Bergama’ya saldırmak
için hazırlık halindeydiler. Genç Attalos da zaten Galatlar ile savaşmaya ve
onlara haddini bildirmeye kararlıydı. Galat ordusunun Bergama’ya yaklaşmakta olduğu
haberleri geldi. Bergama’nın bereketli ovasını sulayan Kaikos ırmağının
kaynağına yakın bir yerde iki ordu karşı karşıya geldiler. Tolistobog[2] kabilesi savaşçılarından
oluşan Galat ordusu her zamanki gibi korkusuzca ve çılgınca savaştılar. Kanlı
bir savaş oldu; Bergamalılar Galatları yendi. Ancak savaş bitmiş sayılmazdı; diğer
Galat kabilelerinin destekleri ile tekrar toparlanınca ve Seleukos krallığı ile
ittifak sağlanınca sekiz yıl kadar sonra savaş yeniden başlayacaktı. Galatlar
intikam hırsıyla kılıçlarını bilediler.
Seleukos prensi Hieraks da Anadolu’ya hakim olma hırsıyla bir yandan
kardeşi Seleukos’u yok etmeğe çalışırken bir yandan da düşmanı Bergama’ya karşı
hazırlıklarını tamamladı.
Galatlar
M.Ö 277 yılında Anadolu’ya geldiklerinden beri üstün savaşçı yetenekleriyle
yenilmez bir güç olarak kendilerini göstermişler ve düzenledikleri baskınlarla
Anadolu’da güçlenmekte olan krallıkların korkulu rüyası haline gelmişlerdi. Büyük
İskender’in ölümünden sonra imparatorluğun parçalanmasıyla ortaya çıkan yeni
krallıklarla zaman zaman savaşırken çoğu kez de bu krallıkların orduları içinde
vazgeçilmez paralı askerler olarak rol almışlardı. Galat kabilelerinin yerleştiği Galatya
bölgesi Anadolu’nun en büyük güçleri olarak beliren Seleukos ve Bergama
krallıkları ile komşu durumundaydı ve Galatlar bu krallıklarla devamlı ilişki
içinde olmuşlardı. Seleukos krallığı genellikle savaşarak Galatları kontrol
altında tutmayı çalışırken, Bergama krallığı ise Eumenes’in ölümüne kadar
Galatların saldırılarını haraç ödeyerek önlemişti; ancak artık durum
değişiyordu. Eumenes M.Ö. 241 yılında öldüğünde tahta yeğeni Attalos geçince ve
Galatlara savaş ilan edince, Seleukoslar
Anadolu’daki ordularını kuvvetlendirmeye başlamışlardı; çünkü gözü pek Attalos’un
saldırgan planlarını tahmin edebiliyorlardı.
Kardeş
kavgaları nedeniyle zayıf düşmüş olan ve otorite kargaşası içinde bulunan
Seleukos krallığı tedirgindi. Doğusu ve batısı birbirine düşman iki kardeş kral
tarafından yönetilmekteydi. Kuvvetli ordularıyla ve filleriyle Galat
savaşçılarını sindirebilmeyi başarmış olsalar da Seleukoslar için de Galatlar
her zaman potansiyel bir düşman durumunda kalmaya devam ediyorlardı. Bununla
beraber iç savaşlar sırasında Galatları paralı asker olarak da kullanmışlardı
ve şu sıralar Galatlar ile müttefik durumundaydılar.
Galatların
Bergama krallığı karşısında savaşı kaybettiği haberi gelince Seleukosların Anadolu’dan
sorumlu kralı Hieraks Bergama’ya karşı Galatların yanında yer almakta gecikmedi.
Savaşta çok kayıp veren Tolistobog kabilesi toparlanmaya çalışırken, Ankyra’dan
yola çıkan Tektosag kabilesi de yani bir savaş için hazır durumdaydı.
Attalos’un ordusuna karşı savaşı kaybetmiş olsalar da, Hieraks’ın verdiği silah
ve para desteği ile güçlü bir ordu oluşturmuş olan Galatlar Bergama halkını
korkutmaya devam ediyorlardı. Yeni bir savaş çok yakındı ve Attolos bu savaştan
da galip çıkması gerektiğini çok iyi biliyordu. Onu korkutan yenilirse
Galatlara vermek zorunda olacağı haraç değildi; savaşı kaybederse Seleukosların
egemenliğini kabul etmek zorunda kalacaktı. Bu durumda Attalos korudukları
Lysimakhos’un hazinesini askerleri için harcamaktan çekinmeyecekti.
Seleukos
ordusunun desteğinde Galat ordusu Bergama’nın güneyinde yer alan Aphrodite tapınağı yakınlarına kadar
gelmişti. Galat savaşçıları sabahın erken saatlerinde yüzlerine savaş
boyalarını sürmeye başlamışlardı. Attalos’un düzenli ordusu karşılarında
çılgınca haykıran ve çılgınca kılıçlarını savurarak üstlerine doğru gelen
vücutlarının üstü çıplak, altlarında pantolon
giymiş Galat savaşçılarını görünce geri çekildiler; ancak savaş alanını
terk etmediler. Attalos’un generalleri askerleri toparlamakta zorluk çekmedi.
Güçlü Bergama ordusu saldırıya geçti. Galatlar çok kayıp verdi. Attalos Hieraks’ın
askerlerine de saldırı emrini vermişti. Attalos kesin bir üstünlük sağlayarak
Galat ve Seleukos ordularunı yendi. Attalos’un Hieraks’ı yenmesinden çok
Galatları yenmesi Anadolu’da ve hatta Hellen dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Anadolu’da 40 yıldır korku salan Galatlar en sonunda büyük bir hezimete
uğratılmıştı. Attalos’un M.Ö. 237 yılında Galatlara karşı kazandığı bu zafer
unutulmayacaktı. Anadolu krallıklarına uzun zamandan beri yaptıkları
saldırılarla korku salan ve haraç alan Galatların bu yenilgisi büyük bir
sevinçle karşılandı. Attalos artk Anadolu’nun güçlü kralı olduğunu göstermiş ve
efsaneleşmişti. Artık ona “kurtarıcı” anlamına gelen Soter adını verdiler. Attalos I Soter bu büyük zaferin anısına
festivaller düzenledi ve Bergama’da ve
büyük bir tapınak inşası için mimarlarına emirler verdi.
Sağ
kalan Galatlar Anadolu’nun içlerine doğru Galatya’daki köylerine geri çekilmeye
başladılar. Seleukos İmparatorluğunun Anadolu’dan sorumlu kralı Hieraks ise bu
yenilgi sonucu kuzeye giderek Bithynia kralından yardım aldı ve Attalos’a karşı
savaşına devam etmek için tekrar toparlanmaya çalıştı. Ancak daha sonra yaptığı
savaşlarda da yenildi ve Anadolu’yu tamamen ele geçirme hayallerinden vazgeçmek
zorunda kaldı. Daha sonraları Trakya’ya kaçmaya çalışırken Tylis Galatları
tarafından öldürüldüğü söylenir.
_______________________________________________________
[1] Bergama
Attalos Hanedanlığı: Philetairos(M.Ö.283-263), I.Eumenes(M.Ö.263-241), Attolos
I Soter(M.Ö.241-197), Eumenes II Soter(M.Ö.197-159), II.Attalos(M.Ö.159-139),
Attalos III Philometor(M.Ö.139-133).
[2] Orta
Anadolu’da Galatya olarak adlandırılan bölgeye yerleşmiş olan Galatlar üç kabilenin oluşturduğu yerel yönetimler tarzında yaşamaktaydılar. Bu
üç kabile:
1)Tolistoboglar: Sangarios (Sakarya)nehrinin batısı,
Pessinus(Ballıhisar) ve civarı,
2)Tektosaglar: Sangarios ve Halys (Kızılırmak)
nehirlerinin arası, Ankyra(Ankara) ve civarı,
3) Trokmiler: Halys nehrinin doğusu, Tavion(Nefesköy)
ve civarı
Yazım tarzın sayesinde roman okuma tadında tarih dersi. Ne hoş
YanıtlaSil