3 Eylül 2019 Salı

BERGAMA'NIN YÜKSELİŞİ



BERGAMA- M.Ö.240

K
üçük  Asya’da söz sahibi olacak yeni Bergama kralı belli olmuştu. Vadinin kuzeyindeki kayalıkların üzerinde kurulmuş olan muhteşem Bergama Akropol’ünün Doğu tarafındaki sütunlarına yaslanan otuz yaşındaki yeni kral yakında girişeceği savaşları düşünüyordu. Kentin yukarı kısmında yer alan büyük bir kale görünümünde olan Akropol, Kaikos (Bakırçay) ovasına tamamen hakim bir durumdaydı. Sanki Anadolu’nun en uzak noktasını görürcesine güneşin doğuşunu büyük bir dikkatle izlerken, zor olsa da Seleukos ve Galat orduları ile baş edebileceğini görüyordu. Anadolu’nun en güçlü krallığının başına geçmiş olan yeni kral Attalos cesurdu, güçlüydü ve en büyük amacı ülkesinin sınırlarını genişletmek ve krallığını daha da güçlendirmekti. Genç kralın tahta geçmesiyle Anadolu’nun dengeleri değişecek gibi gözükmekteydi. Eski kral Eumenes Galat savaşçılarının saldırılarına karşı topraklarını haraç vererek korumayı tercih etmiş ve Galatlar ile bir sürtüşmeye girmemişti. Genç Attalos’un barışı sağlamak uğruna Galatlara pes etmesi söz konusu olamazdı.
Genç ve yeni kral Akropol’den ayrılmadan önce tapınağa uğradı. Bergama kentinin koruyucusu kabul edilen akıl ve savaş tanrıçası Athena adına yapılan tapınak Akrepol’ün teras kısmında ve kenti tamamen görecek şekilde inşa edilmişti.  Attaolos Athena’dan yakındaki savaş için yapacağı plan ve taktikler için akıl istedi, savaş staretejisini uygulayabilmesi için güç istedi ve eğer zafere ulaşmakta zorluk çekerse Troya savaşında Akhaların yardımına koştuğu gibi kendisine de yardım etmesi için yakardı.
Eski kral Eumenes Galatlara bir bedel ödeyerek onlarla savaşmaktan kurtulurken, Seleukos krallığına bağımlı olmayı kabul etmemiş ve M.Ö. 261 yılında yapılan büyük savaşta Antiokhos’u yenerek gücünü göstermiş ve daha sonra Seleukos hanedanlığı ile barışçı ilişkiler sürdürmeyi sağlayabilmişti. Bergama zengin bir ülkeydi. Savaşlardan olabildiğince uzak kalmayı başararak zenginliğini daha da arttırdı. Kuzeydeki bakır madenleri, İda(Kaz) dağının eteklerindeki gümüş yatakları, bereketli toprakları ve 18 km batısındaki Ege sahilindeki ticaret limanı ve Hellen şehirleri ile yakın ticari ilişkiler Bergama krallığını her geçen gün daha da güçlendirmekteydi.
Bergama Krallığını Büyük İskender’in yakın arkadaşı ve en güçlü haleflerinden(diadokhoi) Lysimakhos’un generallerinden Philetairos[1] kurmuştu. Bu zengin ülke Galatlara o kadar haraç ödemesine rağmen henüz Lysimakhos’un Philetairos’a emanet ettiği imparatorluk hazinesine elini sürmemişti bile. Zengin maden yataklarından çıkartılan bakır ve gümüş ile kentin gelişmesi, askerlerin ücretlerinin ödenmesi ve Galatlara verilecek ödenti için yeterli sikke basabilmekteydiler.
Yeni kralın  Galatlara haraç vermeyi kabul etmeyeceğini açıklaması Galatlara karşı bir meydan okumaydı. Önemli bir gelir kaynağından yoksun kalacaklarını gören Galat kabileleri de Bergama’ya saldırmak için hazırlık halindeydiler. Genç Attalos da zaten Galatlar ile savaşmaya ve onlara haddini bildirmeye kararlıydı. Galat ordusunun Bergama’ya yaklaşmakta olduğu haberleri geldi. Bergama’nın bereketli ovasını sulayan Kaikos ırmağının kaynağına yakın bir yerde iki ordu karşı karşıya geldiler. Tolistobog[2] kabilesi savaşçılarından oluşan Galat ordusu her zamanki gibi korkusuzca ve çılgınca savaştılar. Kanlı bir savaş oldu; Bergamalılar Galatları yendi. Ancak savaş bitmiş sayılmazdı; diğer Galat kabilelerinin destekleri ile tekrar toparlanınca ve Seleukos krallığı ile ittifak sağlanınca sekiz yıl kadar sonra savaş yeniden başlayacaktı. Galatlar intikam hırsıyla kılıçlarını bilediler.  Seleukos prensi Hieraks da Anadolu’ya hakim olma hırsıyla bir yandan kardeşi Seleukos’u yok etmeğe çalışırken bir yandan da düşmanı Bergama’ya karşı hazırlıklarını tamamladı.
Galatlar M.Ö 277 yılında Anadolu’ya geldiklerinden beri üstün savaşçı yetenekleriyle yenilmez bir güç olarak kendilerini göstermişler ve düzenledikleri baskınlarla Anadolu’da güçlenmekte olan krallıkların korkulu rüyası haline gelmişlerdi. Büyük İskender’in ölümünden sonra imparatorluğun parçalanmasıyla ortaya çıkan yeni krallıklarla zaman zaman savaşırken çoğu kez de bu krallıkların orduları içinde vazgeçilmez paralı askerler olarak rol almışlardı.  Galat kabilelerinin yerleştiği Galatya bölgesi Anadolu’nun en büyük güçleri olarak beliren Seleukos ve Bergama krallıkları ile komşu durumundaydı ve Galatlar bu krallıklarla devamlı ilişki içinde olmuşlardı. Seleukos krallığı genellikle savaşarak Galatları kontrol altında tutmayı çalışırken, Bergama krallığı ise Eumenes’in ölümüne kadar Galatların saldırılarını haraç ödeyerek önlemişti; ancak artık durum değişiyordu. Eumenes M.Ö. 241 yılında öldüğünde tahta yeğeni Attalos geçince ve Galatlara savaş ilan edince,  Seleukoslar Anadolu’daki ordularını kuvvetlendirmeye başlamışlardı; çünkü gözü pek Attalos’un saldırgan planlarını tahmin edebiliyorlardı.
Kardeş kavgaları nedeniyle zayıf düşmüş olan ve otorite kargaşası içinde bulunan Seleukos krallığı tedirgindi. Doğusu ve batısı birbirine düşman iki kardeş kral tarafından yönetilmekteydi. Kuvvetli ordularıyla ve filleriyle Galat savaşçılarını sindirebilmeyi başarmış olsalar da Seleukoslar için de Galatlar her zaman potansiyel bir düşman durumunda kalmaya devam ediyorlardı. Bununla beraber iç savaşlar sırasında Galatları paralı asker olarak da kullanmışlardı ve şu sıralar Galatlar ile müttefik durumundaydılar.
Galatların Bergama krallığı karşısında savaşı kaybettiği haberi gelince Seleukosların Anadolu’dan sorumlu kralı Hieraks Bergama’ya karşı Galatların yanında yer almakta gecikmedi. Savaşta çok kayıp veren Tolistobog kabilesi toparlanmaya çalışırken, Ankyra’dan yola çıkan Tektosag kabilesi de yani bir savaş için hazır durumdaydı. Attalos’un ordusuna karşı savaşı kaybetmiş olsalar da, Hieraks’ın verdiği silah ve para desteği ile güçlü bir ordu oluşturmuş olan Galatlar Bergama halkını korkutmaya devam ediyorlardı. Yeni bir savaş çok yakındı ve Attolos bu savaştan da galip çıkması gerektiğini çok iyi biliyordu. Onu korkutan yenilirse Galatlara vermek zorunda olacağı haraç değildi; savaşı kaybederse Seleukosların egemenliğini kabul etmek zorunda kalacaktı. Bu durumda Attalos korudukları Lysimakhos’un hazinesini askerleri için harcamaktan çekinmeyecekti.
Seleukos ordusunun desteğinde Galat ordusu Bergama’nın güneyinde yer alan  Aphrodite tapınağı yakınlarına kadar gelmişti. Galat savaşçıları sabahın erken saatlerinde yüzlerine savaş boyalarını sürmeye başlamışlardı. Attalos’un düzenli ordusu karşılarında çılgınca haykıran ve çılgınca kılıçlarını savurarak üstlerine doğru gelen vücutlarının üstü çıplak, altlarında pantolon  giymiş Galat savaşçılarını görünce geri çekildiler; ancak savaş alanını terk etmediler. Attalos’un generalleri askerleri toparlamakta zorluk çekmedi. Güçlü Bergama ordusu saldırıya geçti. Galatlar çok kayıp verdi. Attalos Hieraks’ın askerlerine de saldırı emrini vermişti. Attalos kesin bir üstünlük sağlayarak Galat ve Seleukos ordularunı yendi. Attalos’un Hieraks’ı yenmesinden çok Galatları yenmesi Anadolu’da ve hatta Hellen dünyasında büyük yankı uyandırdı. Anadolu’da 40 yıldır korku salan Galatlar en sonunda büyük bir hezimete uğratılmıştı. Attalos’un M.Ö. 237 yılında Galatlara karşı kazandığı bu zafer unutulmayacaktı. Anadolu krallıklarına uzun zamandan beri yaptıkları saldırılarla korku salan ve haraç alan Galatların bu yenilgisi büyük bir sevinçle karşılandı. Attalos artk Anadolu’nun güçlü kralı olduğunu göstermiş ve efsaneleşmişti. Artık ona “kurtarıcı” anlamına gelen Soter adını verdiler. Attalos I Soter bu büyük zaferin anısına festivaller düzenledi  ve Bergama’da ve büyük bir tapınak inşası için mimarlarına emirler verdi.
Sağ kalan Galatlar Anadolu’nun içlerine doğru Galatya’daki köylerine geri çekilmeye başladılar. Seleukos İmparatorluğunun Anadolu’dan sorumlu kralı Hieraks ise bu yenilgi sonucu kuzeye giderek Bithynia kralından yardım aldı ve Attalos’a karşı savaşına devam etmek için tekrar toparlanmaya çalıştı. Ancak daha sonra yaptığı savaşlarda da yenildi ve Anadolu’yu tamamen ele geçirme hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı. Daha sonraları Trakya’ya kaçmaya çalışırken Tylis Galatları tarafından öldürüldüğü söylenir.
_______________________________________________________
  

[1] Bergama Attalos Hanedanlığı: Philetairos(M.Ö.283-263), I.Eumenes(M.Ö.263-241), Attolos I Soter(M.Ö.241-197), Eumenes II Soter(M.Ö.197-159), II.Attalos(M.Ö.159-139), Attalos III Philometor(M.Ö.139-133).
[2] Orta Anadolu’da Galatya olarak adlandırılan bölgeye yerleşmiş olan Galatlar  üç kabilenin oluşturduğu  yerel yönetimler tarzında yaşamaktaydılar. Bu üç kabile:
1)Tolistoboglar: Sangarios (Sakarya)nehrinin batısı, Pessinus(Ballıhisar) ve civarı,
2)Tektosaglar: Sangarios ve Halys (Kızılırmak) nehirlerinin arası, Ankyra(Ankara) ve civarı,
3) Trokmiler: Halys nehrinin doğusu, Tavion(Nefesköy) ve civarı

1 yorum:

  1. Yazım tarzın sayesinde roman okuma tadında tarih dersi. Ne hoş

    YanıtlaSil