II.Filip (Büyük İskender'in babası)
II.Filip’in
Pers seferine hazırlandığı yıllarda yapılmış olan o
unutulmayan düğünde kral ve kraliçenin kavgası tüm Makedonyalılarca duyulmuş,
akşam ziyafette de kralın oğlu İskender’in öfkesi ve yeni üvey annesinin
amcasına tepkisi tüm krallıkta yankılar yapmıştı (M.Ö. 337). Bu olay, Kral II. Filip generallerinden biri
olan Attalus’un yeğeni Eurydice’e aşık olması ve evlenmeye karar vermesiyle
başlamıştı. O zamanlar kralların çok evlilik yapması yadırganacak bir olay
olmasa da, kralın halen evli olduğu karısı Olympias, yani İskender’in annesi,
bu olaya çok kızgındı. Kocasının bu körpecik kızla evlenmesini kabul
edemiyordu. Kıskanç kraliçenin durdurulamayan öfkesi sarayda harem odasında
başlamış ve düğün sırasında da devam etmişti.
Aile arasındaki bu sürtüşme akşam ziyafette daha da artacaktı. Düğün kutlamaları sırasında kadeh kaldırma sırası kralın yeni karısının amcasına gelmişti. Elindeki şarap kupasını kaldırarak söz aldı Attalus : “ Yeni evlilerin ve Büyük Makedonya’nın geleceğine içiyorum” demiş ve devam etmişti düşünemeden ne kadar büyük hata ettiğini, “ Umarım Makedonyalıların tanrılara yakarmaları kabul edilir ve yeni kraliçemiz sevgili kralımızdan sonra tahta geçecek bir veliaht kazandırır bizlere !”
Aile arasındaki bu sürtüşme akşam ziyafette daha da artacaktı. Düğün kutlamaları sırasında kadeh kaldırma sırası kralın yeni karısının amcasına gelmişti. Elindeki şarap kupasını kaldırarak söz aldı Attalus : “ Yeni evlilerin ve Büyük Makedonya’nın geleceğine içiyorum” demiş ve devam etmişti düşünemeden ne kadar büyük hata ettiğini, “ Umarım Makedonyalıların tanrılara yakarmaları kabul edilir ve yeni kraliçemiz sevgili kralımızdan sonra tahta geçecek bir veliaht kazandırır bizlere !”
Bu sözler II.Filip’in Olympias’dan
doğma öz oğlu İskender’i çok kızdırmış ve
“Ne diyorsun sen pis alçak ?” diye bağırarak,
“ Tanrıların laneti üzerine yağsın ! Piç miyim ben, küstah çakal !” diyerek
elindeki demir kupayı Attalus’un kafasına fırlatmıştı.
Oğlunun bu sözlerine çok şaşıran kral,
Attalus’un tarafını tuttuğunu belli edercesine öfkeyle İskender’in üzerine
doğru yürüyünce, tüm davetliler kral ne yapacak diye ellerinde içkileri dona
kalmışlardı. O unutulmayan gecede, büyük bir hışımla haddini bildirmek istercesine İskender’e
doğru gelen Philip’in ayağı kaymış ve yere düşmüştü. Öfkesi daha geçmemiş olan
İskender babasının baş ucuna geldi ve alaycı bir şekilde gülümseyerek,
“ Şu adama bakınız” demişti, “ Bu mu
Avrupa’dan Asya’ya geçecekmiş ? Daha odanın içinde bile bir yerden diğerine
gidemiyor!”
Bu hakaret bağışlanamazdı. İskender ve
annesi eski kraliçe kraliyet mekanından hemen uzaklaştırıldılar. O yıl İskender
annesini eski memleketi Epeiros’a yerleştirdi ve kendisi Illyria’ya gitti. İki
ay kadar sonra içkinin etkisi ve öfke geçmişti. Baba oğul barıştılar; ama
kırgınlık geçemedi.
Bir süre sonra, Yunanlıların da
desteğini alan Makedonya Perslere savaş açtı. Yunan kıyı şehirlerine özerklik
verildi. Attalus büyük bir orduyla Küçük Asya’ya gönderildi. Bu arada kralın
yeni karısından oğlu da oldu ve İskender’in keyfi kaçmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder